“O kadar para verdim, son teknoloji bir DSLR satın aldım, şimdi güzel fotoğraflar çekebilirim.” şeklinde bir düşüncen varsa bundan hemen kurtul. Güzel ve iyi fotoğraflar çekebilmek için birçok koşulun aynı anda sağlanması gerekir. Bunlardan sadece birini, hatta önemsizlerinden birini gerçekleştirmişsin, şimdi sıra diğerlerinde.

Sıradaki koşul elindeki makineyi tanıyıp en iyi ve verimli şekilde kullanmak. Aslında bu sandığından çok daha kolay ve kısa sürede katedebileceğin bir aşama. Belki başlarda sıkıcı gelecektir ve zaten bu yüzden birçok kişi tarafından bu aşama atlanır veya ihmal edilir. Fakat bence bu kısım en can alıcı noktaların başında geliyor.

Makina üzerindeki işaretler nelerdir? Hangi düğme veya teker ne işe yarar? Bunların hepsini gözden geçirmeli, makinanın kullanım kitapçığını en az bir kere baştan sonra kadar okumalısın. İnan bana ileride işine çok yarayacak bilgiler edineceksin. Eğer temel fotoğraf bilgin yoksa makina kullanımına ait bilgileri temel fotoğraf bilgileriyle birlikte öğrenmelisin, bu ikisi fotoğrafçılığın alfabesini oluşturur. Okuduklarından anlamadıkların olduğunda sormaktan çekinme. Etrafında mutlaka senden daha bilgili ve tecrübeli fotoğrafçı tanıdıkların olacaktır. Yoksa da internette bu iş için birçok kaynak bulmak mümkün.

Fotoğraf paylaşım sitelerinde kariyer yapma peşinde koşma, lütfen eğer fotoğraf çekmekten keyif alıyorsan ve her geçen zaman daha da iyi fotoğraf çekmek istiyorsan paylaşım sitelerinden ilk zamanlar uzak durmalısın. Zamanı geldiğinde paylaşım yaparsın; ama bence yeni başlayanlar için oldukça sakıncalı. Tanıdığın, bildiğin iyi fotoğrafçılara fotoğraflarını gönder veya göster, onlardan eleştiri iste, “Sen olsaydın nasıl çekerdin?” diye sor. Fotoğraf hakkında ve özellikle senin fotoğrafların hakkında konuş. Ama bu işi de abartma, insanlar sana eleştiri yapmak zorunda değiller. Zaten on, on beş fotoğrafına eleştiri aldığında ve bunları dikkatlice dinlediğinde pek çok şey öğrenmiş olacaksın. Bu öğrendiklerini hazmedip uygulamaya çalış.

Özellikle fotoğrafçı olmayanların senin çektiğin fotoğraflar hakkında söyledikleri övgü dolu sözler hiç önemli değil, onlara aldırma, söylediklerini pek kale alma, onlar fotoğraftan anlamıyorlar. Onlar sadece fotoğraftaki nesneye bakıp konuşurlar “ne güzel kedi, ne ilginç böcek, ne güzel manzara, ne güzel bakmış, şu kızın güzelliğine bak, vs.” Bu söylenenler ne senin fotoğraf tekniğinle ne de sanatınla ilgilidir. Bu yüzden onlara aldırma.

Fotoğraflarına kendinden birşeyler kattığın sürece, ürettiğin eserlerde senden bir iz kaldığı sürece sanattan bahsetmek olasıdır. Diğer durumlarda operatörlükten başka bir iş yapmış sayılmazsın. O zaman da fotoğrafçısın; ama fotoğraf sanatçısı (sanatında fotoğraf tekniğini kullanan kişi) değil.

Fotoğraf sanatçısı olmak için öncelikle fotoğrafçı olmak gerekir. Fotoğrafçı ise fotoğraf tekniğini en iyi şekilde kullanan kişidir. Bu kişi eğer sanatla meşgul oluyor ve sanatında fotoğraf tekniğini kullanıyor ise fotoğraf sanatçısı olarak adlandırılabilir. Kendine fotoğraf sanatçısı olarak adlandıranlara ve eserlerine hayretle bakıyorum, herneyse…

Bunların hepsi sonra, zamanı geldiğinde tekrar konuşulur. Bunlarla şimdilik ilgilenmeye gerek yok. Biz önce fotoğrafçı olalım. Bunun için de tekniğimizi kusursuzlaştıralım ve bilgimizi artıralım. Bu konudaki teknik ve bilgi sanıldığı kadar çok değil ve kısa süre içerisinde zorunlu olanlar ve en çok kullanılacaklar öğrenilebilir. Sanat ise sonsuz, engin bir yaratım sürecidir. Onunla ilgilenecek çok vaktimiz olacak..

NOT: Fotoğrafların konu ile ilgisi yok, geçenlerde Trabzon’da açılan Küresel Isınma Sergisinde yayımladığım fotoğrafları metni zenginleştirmesi açısından kullandım.