Yaşarken kendinizi sorguladığınız olur mu hiç? Benim olur. Bazen yaptığım yanlışları görürüm ve bundan utanırım, tavsiye ederim kendi kendinize karşı olan dürüstlüğünüz artıyor. Zaten kişinin en kötü yalanı kendine söylediği yalandır, bu yüzden en başta kendimize karşı dürüst olalım, sonra gerisi gelir.
Herşey karşılıklı demiştim, aslıda değil ama o şekilde yaşıyoruz, malesef. Aşk karşılıklı olur mu hiç? Olmaz. Sevgi karşılıklı olur mu? – Beni seviyorsan ben de seni seviyorum. Bu bir palavra, sevmenin ne demek olduğu konusunda en ufak bir fikri olmayan zavallıların söyleyebileceği bir cümle. (Yandaki çocukları sevmemenin imkanı var mı, halbuki onların sizden haberi bile yok.)
Yazık ki hayatımızdaki çoğu olayda bu durumla karşılaşıyoruz. İnsanlar özgürleşmekten bu kadar korkar mı?
Birçok fotoğraf sitesine üyeliğim var, bir süre sonra hepsinde aynı durumu yaşadım ve hepsinden soğudum. Birilerinin öğrenmesi için onbeş dakikanızı ayırıp bir eleştiri yapıyorsunuz, karşılığı hemen dönüyor. Size birileri yazıyor hemen karşılık bekliyorlar, sevmiyorum. Bu yüzden de eskisi kadar aktif değilim. Yine sırf bu yüzden burada, bu blogda bağlantılar kısmı yok. Şimdi de Blog Ödüllerinde aynı durum yaşanıyor gibi, hiç gerek yok, biraz rahat bırakın, zorlamayın. Hayatınızı biraz verme üzerine kurun. İnanın vermek, almaktan çok daha keyifli, tabiki karşılıksız.
Yaşadığınız her anı sırf keyif aldığınız için, ne kimseden ne de başka bir mevkiden karşılık beklemeden yaşamak özgürlüğün diğer bir açılımı bana göre. O yüzden özgür insanlar karşılık beklemeden verir, zaten buna ihtiyacı yoktur, çünkü her türlü ihtiyaç insanı köleleştirir.
Ufak bir not; yazdıklarımı yanlış anlayarak profesyonel iş yaşamına adapte etmemeniz kendi yararınızadır.
Bu hayatta maalesefki her şey karşilıklı. İstisnalar var tabiki de ama onlarda kaideyi bozmaz.
Kimin veya kimsenin soyledigi hicte onemli degil benim acimda bu hayatin
Tek degismez kurali herseyin karsilikli oldugunun dogrulugudur.
Normal hayat yasantisi veyahut dinsel yasanti herseyin karsiligi mevcuttur.
Aksini idda eden var ise buyursun burda paylassin bende cvbini vereyim.
Şimdi atıyorum çok yaramaz, senin sürekli sinirini bozan bi oğlun var.Sana hiçibir iyi duygu yaşatmamış ve sırf oğlun olduğu için onu sevecekmisin senin düşüncene göre sevmemen gerekiyor.Ama sanırım seversin.Peki aynı şeyi bir yabancı gelip sana yapsa senin sinirini bozsa ve sana hiçbir iyi duygu yaşatmassa naparsın onu yok sayarsın yani görüşmek istemessin hayatından çıkarmak istersin öyle değilmi . yani sadece kan bağımıdır senin çok yaramaz olmasına rağmen ona katlanman ?
Bence herşey karşılıklı.
hayatta herşey karşılıklı mıdır?
yani mesela iyilik yapana iyilik ,kötülük yapana kötülük mü yapılmalı ?
beni bu konuda biraz aydınlatır mısınız?
Mine Hanım, üst kısımdaki yazıyı okuyup ta bu soruyu soruyorsanız sizin için üzülürüm.
Hayatta herşey karşılıklıdır…
“Ben bunu karşılık beklemeden yapıyorum!” diyen aldığı karşılığın farkında değildir sadece… Mutlaka yaptığı şey sonrasında bir karşılık alıyordur… Farkına varmak için biraz düşünmesi gerekir… Farkına varmamayı seçenler ise “Bunu karşılıksız yaptım!” duygusunun hazzını yaşar… Bu da bir tür karşılıktır…
Kavram kargaşası yaratmaya gerek yok…
Sizin örneğinizden gidelim… Kişi o fotoğrafa baktığında o çocukları sevmiyor… O fotoğrafı seviyor… Doğaldır ki fotoğrafı sevilen çocukların sizden haberi olamaz…
Bu noktada aldığımız karşılık ise fotoğraftaki güzellik karşısında duyduğunuz hazdır…
seni seviyorsam sana ne?haklısın ama o ınsanla bırseyler paylaşmaya baslayınca kendinden birseyler veriyorsun karşılıgı bir hiç olmamalı tabi platonik bir sevgiden bahsediyorsan haklısın.
seni seviyorsam sana ne?
eğer izlemeyen varsa steve jobs u da izlesin hakkı ceylan’ın yanında iyi gider (:
çok güzel bir yazı karşılıklı ilişkiler ağız tadını bozmakta. bazı durumlarda karşılık beklensede manevi ilişkilerimize yanasımamalı bu..
Herşeyin karşılıklı olması ve çıkarcılık hayat felsefesi oldu, artık bunu üniversite ders olarak bile veriyorlar. Dün yönetim dersinde hocamızın yazdırdıkları ve anlattıkları hep çıkar üzerine ve bize şunu anlattı.
Ben 57 yaşındayım, başarılı da bir iş adamıydım ama daha da başarılı olabilirdim dedi, dönüp arkama baktığımda neden oralarda olamadığımı düşündüğümde vicdanımın ağır bastığını gördüm dedi. Elin oğlu ne vicdan diyor ne de günah, çıkarına ne gelirse onu yapıyor. Eğer iş hayatında var olmak istiyorsanız, bazen vizdansız olacaksınız dedi, bunu ben bir vicdan sahibi olarak zor söylesemde siz benim evlatlarımsınız bunu söylemek zorundayım dedi. Yoksa hayatta kafanıza vura vura bunu öğreniceksiniz dedi :(
Tabiki de bize gösterdiği yolu kendide tasvip etmiyor ama iş hayatında üç kağıtçılar kral oluyorlar.
Bu yazıdan benim çıkarcıları destlediğim anlaşılmasın sadece söylemek istediğim çıkarcılıpın eğitimi üniversitelerde verilmeye başlandı.
Güzel bir yazı… Hepizin hayatı zaten bu karşılıklar üzerine kurulu değil mi?Ben aradım sıra onda,ben gittim o gelmedi vs vs vs.Samimiyetten uzak,sevgiden yoksun ilişkiler yaşıyoruz.Oysa ki salt mutlu etmek üzerine kursak hayatlarımı mutluluk da kendiliğinden çıkacaa ortaya.Ama öyle tüketim toplumu olduk ki başta kendimiz sonra da güzellikleri böylesine cömertce tüketip duruyoruz ne yazık ki.