Aslında bu yazı Gillette Fusion Power Phenom hakkında olacaktı. Fakat amatör ve profesyonellik kavramları hakkında bir yazıya dönüştü nihayetinde. Çünkü yaptığım işlerden keyif alabilmem için amatör ruhu kaybetmemem gerektiğini bir kere daha anlamış oldum.
Geçenlerde bir çok blog yazarına gelen paketten bana da gönderdiler, içerisinde biz erkekler için özel hazırlanmış son model bir tıraş bıçağı, jel ve traş sonrası rahatlatıcı bir losyon vardı. Ben de bunu güzel bir hediye olarak kabul ettim ve ekinde gelen mesajı okudum. Mesajda tıraş olduktan sonra blogumuzda yazılacak yazılardan en ilginç olana bir hediye verilmesinden bahsediliyordu. Hediye oldukça cazip seçilmiş bir Apple Macbook’tu. Hediyenin kendisi her ne kadar yazmak için motive etse de ben de farklı bir etkisi oldu. Bünyemde sanki sipariş üzerine yazıyormuşum gibi bir izlenim bıraktı. Profesyonel bir anlayışla bu işi yapmadığımdan olsa gerek, yazamadım. Şimdiye kadar bir çok konuda yazmam istenmişti ama konuya şöyle bir bakıp ilgimi çekmediyse elimi uzatmamışımdır. Bu yazıyı yazabilmek için oldukça orjinal fikirler düşündüm, fotoğraflar çektim ama sonuçta yazamadım. Tıraş olmanın hikayesini fotoğraflarla anlatmak istedim ama olmadı. Sonunda yazmamaya karar verdim. Gillette’in bu girişimini oldukça akılcı ve sağlıklı bulmama rağmen, bu tamamen kendi kişisel görüşlerim doğrultusunda verdiğim bir karar, zorlamaya gerek yok.
Yazarken kelimelerin zorlanmaması gerekir, bardaktan yavaşça dökülen bir su gibi, kağıda ya da ekrana dökülmeliler. Genelde bunu yaşayamadığım yazıları başarısız buluyorum, okuyanın da bunu hissettiğini düşünüyorum. Amatör ruh; bu işi istediğin gibi, dilediğin gibi, keyif alarak yapmakta, zorla ya da sipariş üzerine değil. Profesyonellik ise bizi birçok yönden kısıtlar, okuyan ne düşünecek, yazıyı isteyen ne düşünecek beğenecek mi, önceki yazılarımla çelişkili ifadeler içeriyor mu, istenilen mesajı yeterince iyi verebilmişmiyim gibi. Gillette Fusion Power Phenom hakkında yazılacak olan yazıyı malesef amatör bir bakışla düşünemedim ve düşünemiyorum, bu yüzden de yazamıyorum. İlerleyen günlerde Gillette’in bu girişimini örnek alacak bir çok firmanın çıkacağını ve profesyonel blog yazarlarına daha çok iş düşeceğini düşünüyorum, fakat sanırım ben amatör olarak yazmaya devam edeceğim.
Bu arada Gillette’e gönderdiği hediye için teşekkür ediyorum. Tam da biten tıraş jelimin akabinde gelmiş olması da ayrıca iyi oldu. Gillette Fusion Power Phenom ile tıraş olmanın çok fazla fark yarattığını söyleyemeceğim ama tıraş olurken aynı zamanda masaj yapıyor hissi vermesi güzel. Şimdilik kullanmaya devam ediyorum ama jiletlerinin fiyatını öğrenince ne yaparım bilmiyorum.
Tamam şimdi oldu! “Para bizi bozmasın cengiz” diye bir dizi repliği vardı! İllaki para işin içine girince bozulacak birşeyler ama bozulmadan da yapılabilecektir! Bakalım bekleyip göreceğiz. Teşekkürler…
Elbetteki değil, yorumları bilmem ama ben öyle birşey ima etmedim, burada bana göre kötü olan tek şey şu; para karşılığı yazılan yazıların, yazarın kişisel fikrinden ziyade parayı verenin iletmek istediği mesajı yansıtması. Yani blog yazarlarının yazılarını bir makale olarak düşünürsek, kendilerini özgürce ifade ettiklerini söyleyebiliriz. Kötü olan bu özgürlüğün para karşılığında satın alınması. Şu anda böyle bir durum sözkonusu değil ama ilerleyen günlerde Besim Dönmez’in dediği gibi ben de “blog yazarlarının da aynen geleneksel basındaki kirlenmeden nasiplerini alacağından çekiniyorum.”
Tamam anlaşıldı! Beni rahatsız eden kısmı zaten burda başlıyor! Ben yazılarımdan para kazanınca kötü bir blog yazarı, çıkarcı mı olmuş oluyorum? Yorumlardaki hava öyle geldiği için sordum bu soruyu! Genel anlamda yani!
@Onur sorunun yanıtı çok basit; profesyonellik para için yapılıyor demek, yani yazılarını para kazanmak amaçlı yazıyorsan profesyonelsin demektir. Amatörlüğün ya da profesyonelliğin kaliteli içerikle ilgisi yok. Kaliteli içerik üreten bir amatör olacağı gibi, berbat içerikler üreten bir profesyonel de olabilir.
Hakkı Abi tamam ama sizin ya da bizim profsoyonelliğimize kim karar verecek? Belki bizler kendimize göre amatörüz ama istekte bulunan firma/firma çalışanı/ilgili bölüm sorumlusu’na göre bizim düşüncelerimiz çok öenemli belki!
Tabiki şunu da belirteyim, ben de yazıyı yazdıktan sonra ilk 10 blog yazarı’nın yazılarını gönderidler ve biraz şaşırdım! Ne düşündüklerini yazmaktan çok gilette’yi övme yazısı gibi olmuş! Dediğiniz mantığı anlıyorum ve benim dikkat çekmek istediğim konu, blog yazarlarının şevkinin kırılmamasıyla alakalı! Zaten bizi biz yapan bu amatör ruhumuz! Hani sporla alakalı olanlar daha önce forma giymiş olanlar bilir “Forma Aşkı” denen olay :)
@Besim, sana katılıyorum, bunu yakın zamanda göreceğiz gibi duruyor.
@Onur, burada anlatmak istediğim benim gibi amatör ruhla yazanlar için geçerli, yoksa profesyonel bloglarda durum farklı..
Tamam, görüşlerinizde çok haklısınız! Fakat şöyle birşey de var;
Diyelim ki ben, firmalar hakkında, firmaların ürünleri, reklamları hakkında yazılar yazan bir blog yazarıyım ve bir firma “Şu ürünümüzü değerlendiri misiniz?” dediğinde, benim yaptığım değerlendirme ne olmuş olacak? Bir firma istemese de ben bu değerlendirmeyi yapıyorum, özel olarak bir istekte bulunması benim yaptığım işin kaliteli olduğunu göstermez mi?
Başta dediğim gibi bence de söylediklerinizde haklısnız ama bu haklılık çok ince bir cizgi ve bu çizgiyi iyi değerlendirmek lazım! Şimdi Hakkı Ceylan’a Canon yeni bir ürünümüz var değerlendirir misiniz dese değerlendirmeyecek mi? Çünkü Hakkı Ceylan’nın profosyonel olduğu alan bu! Gibi…
Yakın zamanda, blog yazarlarının da aynen geleneksel basındaki kirlenmeden nasiplerini alacağından çekiniyorum. Zira, blog yazarlarının gazetecilik vasıf ve işlevselliğini kendi taraflarına çeketiklerini görüyoruz. Bunlar güzel gelişmeler. Ancak işin ne zaman cılkı çıkacak, bekleyip göreceğiz.
Aslında Gillette’in ödülü hiç fena değilmiş, ancak ısmarlama olaylara karşı güdülenme de suni bir süreç içinde gelişiyor. Kararınızdan dolayı tebrikler hakkiceylan!
“Zorla Yazdırılmak” bence biraz saçma! Zorla yazı yazma gibi bir durum söz konusu değil! Sonuç olarak; bu kampanya blog dünyasında ses getirdi! Kimisi ürünü aldığı için, kimisi almadığı için, kimisi alsa bile “zorla yazı yazmak” diyerek Gillette hakkında yazı yazıdı! Burada önemli olan, yapılan bir kampanya hakkında ki bu kampanya blog küreyle alakalı, yazı yazmaktır! Bize ürün gönderilmese bile bu ürün hakkında bir yazı yaz(abilirdik)ardık! İşe profosyonel olarak bakarsak zorlama keisnlikle yok! İşin mantığı bu bence!
Bu yazıyı okuduktan friendfeed deki olayı anlatan tartışmada da can sıkıntılarımı anlatmıştım.
http://friendfeed.com/e/e92dd294-1b66-e5a7-cb61-ff5ee1337219/gillette_ekip1/
Buraya alıntı yapıyorum.
“Bugün Hakkı Ceylan’ın yazısını okudum ve zorlama veya çıkar karşılığı olabilecek yazı yazmayı istemediğimi düşündüm. Ama bunu dile getirmedim “Paket almadı ters yazıyor” denmesinden cidden çekindim. Oysa bir önceki mesajımda yazdığım gibi ben bana paket gelmeden önce beğenimi zaten yazmıştım. Fakat işin ucunde ödül olduğunda blogculara duyulan güven duygusunu koruma adına yazmakta huzursuz olacağımı da anladım. Duygularıma dil olan Hakkı Ceylan’a sevgilerimle.
Sıhatler Olsun :)
Aslında doğru söylemiyor değilsin, zira inanki yazarken ben ne yapıyorum demiştim içimden, yani sanki birisi zorla yazdırıyormuş gibi olmadım değil ama sonra dedim ki bunun bir post reklam olduğunu düşün ve yaz. Kazanacağımdan değil sonuçta bana gönderilen şeye karşılık bir hediye gibi gördüm ve yazdım.
Duygularında yalnız değilsin ama sen daha cesur davranmışsın.