Fotoğraf çekerken genelde pek vicdanımı kullanmazdım, buna gerek yoktu ki, ne de olsa fotoğrafını çektiğim kişi ile karşılıklı diyaloğa giriyor, hal hatır soruyor, çay kahve içiyor ve sonrasında izin alarak hem onu eğlendiriyor hem de kendimiz eğleniyorduk. Fakat bazı şeyler yaşadıkça öğreniliyor, bazı sorular sırası geldiğinde soruluyor.
Geçenlerde Azgezmiş grubu olarak organize ettiğimiz seyahatle bir grup fotoğrafçı Lübnan’a, Beyrut ve Baalbek‘ teki Filistin Mülteci kamplarını fotoğraflamaya gittik. Tabi öncesinde bir takım araştırmalar ve girişimlerimiz oldu, bir çok şeyi de gittikten sonra öğrendik. Bazı kamplara giriş için izin alamadık, bazılarına ise elimizi kolumuzu sallayarak – kaba tabirle – “daldık”. Bazılarında bizi durdurup kim olduğumuzu ve neci olduğumuzu sorguladılar, bazıları bize kahve ve meyve suyu ikram etti, bazıları evine davet etti, bazıları ise oradan gitmemizi istedi. Velhasıl heyecanlı, yorucu, şaşkın ve üzgün bir geziyi geride bıraktık. Üzgün olmamızın sebebi her gün bizlere gösterilen o kanıksadığımız haberlerdeki görüntüleri birebir görmüş olmak olmak, orada yaşamaya çalışan insanların dramına tanık olmak.
Fotoğraf çekmenin oldukça zor olduğu bir ortamda yirmi küsür kişilik bir grupla çalışmanın verdiği rahatsızlığı ve buna oradaki yaşamların bir kısmının fotoğraf karesine alınmalı mı, alınmamalı mı gibi çekincelerin ağır basmasını da ekleyince yeterince deklanşör sesi duyulmadı. Çekebildiklerimizi ve yaşadıklarımızı ise 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü‘ nün hemen sonrasında yani 21 Haziran Pazartesi günü, saat: 20:30 da açılacak olan sergimiz ile paylaşmayı uygun gördük.
Bize fotoğraflar ve yaşadıklarımız haricinde kalan ise, fotoğraf etiği hakkında kendi cevaplarımızı (!) veremediğimiz sorular…
“Umutsuz Yarınlar” Fotoğraf Sergisi
Sergi Açılışı: 21 Haziran Pazartesi, saat: 20:30
Sergi Süresi: 21 Haziran – 27 Haziran 2010
Yer: İDO (Şirket-i Hayriye) Sanat Galerisi
Adres: Eminönü/Karaköy İskelesi 2.Kat – Kadıköy – İstanbul
Merhabalar.
flickr üzerindeki fotoğraflarınıza bakıyorumda, oldukça başarılı kareler var.
Etkinlikleriniz çok güzel, fırsatım olduğunda mutlaka birşeyler yapmaya çalışacağım.
Keşke bu sergileri farklı illerde de açma şansınız olsa da tüm takipçileriniz gezebilse. :S
Ne yalan söyleyeyim bu siteyi ilk defa internetten indirdiğim bir wordpress temasında görmüştüm. Turuncu temanın başında minik harflerle hakkiceylan.com yazıyordu. Aslında hiç adetim değildir kişisel bloglara girip yorum yazmak fakat sitenin anasayfası beni etkiledi.
Hayır, temasıyla değil. Konunun nasıl da değiştiği mesele… Kuş fotoğrafı çekiminden savaş muhabirliği isteğine ve oradan da umutsuz yarınlara…. Hayat sanırım gayet ciddi.. Sitenin tasarımındaki ciddiyet siteye de yansımış. Gene de şunu söylemek isterim ki bu site de diğer ziyaret ettiğim yakuter, e-burhan siteleri gibi hem kalıp hem lafz yönünden harika…
Ne oluyor bana yahu :)) bu kadar uzun yorum yazacağım aklıma gelmezdi. Tekrar teşekkürler. İstanbul’da olamayacağım için sanırım serginizi ziyaret edemeyeceğim ama sergiyle ilgili de bilgi paylaşırsanız sevinirim.
ilginç ve önemli bir çalışma olmuş
“Fotoğraf çekmenin oldukça zor olduğu bir ortamda yimi küsür kişilik bir grupla çalışmanın verdiği rahatsızlığı ve buna oradaki yaşamların bir kısmının fotoğraf karesine alınmalı mı, alınmamalı mı gibi çekincelerin ağır basmasını da ekleyince yeterince deklanşör sesi duyulmadı.”
peki bu tür bir belgesel çekime böyle kalabalık bir grupla gitme fikri nasıl çıktı?
Güzel ve yerinde bir soru. Aslında fotoğraf turu Suriye ve Lübnan olarak planlanmıştı, biz de birkaç kişiyle mülteci kamplarına gidip orada fotoğraf çekeriz şeklinde düşünmüştük. Ama neredeyse gruba katılanların tamamı bizimle gelmek isteyince böyle oldu. Tabi oralarda lokal gruplar oluştu ama yine de bu gruplar bile bana göre fazlaydı.
“Umutsuz Yarınlar” Fotoğraf Sergisi 21 Haziran – 27 Haziran 2010 https://www.hakkiceylan.com/umutsuz-yarinlar
Umutsuz Yarınlar: Fotoğraf çekerken genelde pek vicdanımı kullanmazdım, buna gerek yoktu ki… http://goo.gl/fb/Zgoal