Son zamanlarda fotoğraflara bakarken; ya da fotoğraf üzerine düşünürken aklımda beliren yeni bir terim var, Zorlanmış Kadraj ya da Zorlanmış Fotoğraf.
Zorlanmış Kadraj; ya da Zorlanmış Fotoğraf tam olarak nedir? Elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Aslına bakarsanız acemice yapılmış kurgu fotoğraflarının büyük kısmı bu tanımın içerisine giriyor, hatta bazı belgesel ve sokak fotoğraflarında da karşılaştığımız bir durumu ifade ediyor. Acemice olmasa bile bazı fotoğraflar bize bu hissi verebiliyor.
Bu bir duygu, fotoğrafın içeriğinden daha ziyade bizde oluşturduğu hissi anlatmak amacıyla kullandığım bir terim.
Bu yazıdaki fotoğrafların tamamı bana aittir, konunun içeriği nedeniyle, kimseyi gücendirmemek adına böyle olmasını daha uygun buldum. Örneğin on yıl kadar önce çektiğim yukarıdaki karadeniz kadını fotoğrafına bir süre baktıktan sonra bu hissi duymak çok kolay. Bunu hem kadının dudaklarından, hem de sol elinin duruşundan dolayı hissediyoruz.
Keza yine yukarıdaki eski fotoğraflar bende aynı hissi uyandırıyor.
Bu tarz fotoğraflar çekmek belki bize resimden kalan, halen fotoğraf ile resmi birbirine karıştırmaktan kaynaklanan bir durumdur, tam olarak nedenini bilemiyorum.
Bazen bir yerde fotoğraf olduğunu düşünürsünüz ve fotoğraf çekmeye başlarsınız; fakat tam olarak istediğinizi alamazsınız. Yine de uzun süre fotoğraf çekmeye devam edersiniz, bu arada çıkan fotoğraflar işte anlatmak istediğime örnek olarak verilebilir.
“Modelin objektife bakmasıyla ilgili bir durum olabilir mi, bakışlarla ilgilidir belki” diye düşündüm. Ama modelin objektife bakmasıyla da ilgisi olmadığı kanaatindeyim. Aşağıdaki fotoğraf buna bir örnek olarak gelsin.
“Zorlanmış Fotoğraf veya Zorlanmış Kadraj” mükemmel ya da mükemmele yaklaşmak için özel çaba sarf edilmiş fotoğraflardır. Fakat fotoğrafın içerisindekiler size bu fotoğrafın bir çaba ve zorlamayla çekildiğini, bir çok şeyin bir araya getirilmek için zorlandığını fısıldar. Fotoğraftaki gerginlik tecrübeli gözlerden kaçamaz.
Bunu anlamak veya anlatmak elbette kolay değil. Sadece uzun süre fotoğraf çekenlerin anlayabileceği bir durum. Uzun zaman vizörün arkasında olmanız, bu konuda tecrübe edinmiş olmanız anlamanıza oldukça yardımcı olacak faktörlerden biri.
“Zorlanmış Fotoğraf ya da Zorlanmış Kadraj” andan çalınan bir kare; ya da anı donduran bir kare olmaktan ziyade zaten donmuş bir anı kaydetmek gibidir. Özellikle kurgu fotoğraflarında bir modelden birşey yapması istendiğinde, modelin o işi yapmayıp, yapar gibi davranmasıyla ortaya çıkabilir. Bu tip anlarda çekilen fotoğraflar konuya bariz örnek olarak verilebilir. Fotoğrafta akıcılık yoktur, şiirsellik hiç yoktur, donuktur.
Başka bir örnek ise herşeyin bir araya geldiği; ama hiç bir şeyin çakışmadığı bazı fotoğraflar için söz konusu olabilir. Bu tip fotoğrafların bir kısmında da fotoğrafa bakarken aynı duyguları hissedersiniz.
Bazı fotoğraflar aynı bakış açısı, aynı tip kadraj ve kurgu ile çekilse de fotoğraftaki ufak bir detay durağanlıktan kurtarıp zorlanma hissini yok edebilir. Aşağıdaki fotoğraftaki gülümseme tüm fotoğrafı taşıyor ve bizde gerçek pozitif bir duygu bırakıyor.
Son zamanlarda fotoğrafların bir kısmında bulunan hareket netsizliği veya istenmeyen çakışmaların olmasının fotoğrafa daha fazla akıcılık kazandığı ve zorlamadan kurtardığını düşünüyorum. Hatta resim penceresinden bakıldığında kusurlu (!) olarak adlandırılacak bazı fotoğrafları daha fazla sever oldum. Bana çok daha akıcı, şiirsel ve insancıl geliyorlar.
Işık kullanımı da fotoğrafdaki durağanlığı kıran, ona duygusal bir anlam katan unsurlardan biri, aşağıdaki fotoğraf bir kurgu değil; anlık bir fotoğraf. Modelin duruyor olması bile fotoğrafa durağanlık vermiyor. Sebebi ışık nedeniyle oluşan modelin gölgesi ileri gitmeye çalışıyor ve bunu hissediyorsunuz, gidilecek tek yön orası.
Bu arada tüm kusursuz ya da mükemmel fotoğraflar “Zorlama Fotoğraf ya da Zorlama Kadraj” olarak adlandırılamaz elbette. Ama zaten siz onu gördüğünüzde anlarsınız değil mi? Var mı bir sözünüz?
[…] Son zamanlarda fotoğraflara bakarken; ya da fotoğraf üzerine düşünürken aklımda beliren yeni bir terim var, Zorlanmış Kadraj ya da Zorlanmış Fotoğraf. Zorlanmış Kadraj; ya da Zorlanmış Fotoğraf tam olarak nedir? Elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Aslına bakarsanız… Devamı: https://www.hakkiceylan.com/zorlanmis-kadraj-ya-da-zorlanmis-fotograf […]
Hakkı Bey, merhaba. Makaleniz çok güzel. Biz yıllardır bunu açıklamaya çalışmakla vakit geçirdik. İnsanlar tam da bahsettiğiniz üzere kurgu kuruyor ve fotoğrafın mükemmel olduğunu düşünüyor,ancak gören bir göz fotoğraftaki bu eksikliği hemen fark ediyor. Ayrıca, yazınızı okurken aklıma aşağıdaki fotoğraflar geldi. Acaba iki kavramın birbiri ile bağlantılı olduğunu düşünüyor musunuz?
https://amatordenprofesyonele.blogspot.com/2017/03/zorlanmis-perspektif-fotografciligi.html
Mustafa Bey teşekkürler. Fakat bahsettiğiniz kavramla benim yazımda bahsettiğim olgu arasında bağlantı yok, sadece ses benzeşimi var. Zorlanmış perspektif benim de ara sıra tercih ettiğim bir manipülasyon yöntemidir, selamlar.
Gerçekten de kurgu fotoğraf kadar (hele de sokak fotografcılığı olarak adlandırıp) sevmediğim bir sey yok. Tabir cok yerinde; zorlama, zoraki… Anlaşılıyor hemen kurgu oldugu, poz verildiği. Bana hiç hoş gelmiyor. İstanbul’da fotoğraf hocası olarak dolananların çoğu bunu yapıyor…
Teşekkürler.
Filiz Hanım kurgu fotoğrafı bir tercihtir. Yapılır yapılmaz, sevilir, sevilmez. Önemli olan sunuş biçimidir. Kurgu fotoğrafı “candid fotoğraf” olarak sunmamaktır.
Son zamanlarda fotoğraf üzerine okuduğum en güzel yazı oldu. Geçenlerde benzer bir durumu bir fotoğraf sergisinde arkadaşıma anlatmaya çalışıyordum, şimdi ona “al bak geçen sana anlatmak istediğim şey buydu” diye gönderiyorum. :)
Eline sağlık.
Teşekkür ederim, bunları duymak sevindirici… selamlar.
Hatalı fotoğraf olarak taımladığınız tarzdaki fotoğrafları çok sevdiğim için acaba bende bir yanlışlık mı var , duygusu içindeydim ,fakat yukardaki yorumunuz beni bu endişeden kurtardı hareket netsizliği ve onun yarattığı akıcılık böyle bir fotoğrafa baktığımda, bende bir resme baktığım izlenimi yaratıyor sevmemin ana nedenlerinden birisi de belki budur .Yol gösteren yorumunuz için teşekkürler.
Nilgün Hanım, katkınız için teşekkürler, selamlar.
Emeğinize sağlık.
Harika bir yazıyla ne güzel anlatmışsınız. Fotoğraflarınız ders niteliğinde zaten. Bir de okuyunca çok faydalı oluyor biz fotoğraf sanatını sevenler için. Ellerinize, emeğinize sağlık…
Nazik yorumunuz için teşekkür ederim.
Yüreğinize emeğinize sağlık Hakkı bey. Anlatmak istediğinizi örnek fotoğraflarla yapmanız harika olmuş. Sizleri tanıdığım için çok mutluyum. İleriki tahrihlerde gezilerinize de katılmak arzusundayım. Sizi takip ediyorum. Yeniden görüşünceye kadar saygılar.
Her zaman bekleriz, selamlar.
Bahsettiğiniz kavramı fotoğraflarla destekleyerek ve hatta onları temele alarak anlatmanız çok hoş olmuş. Tam olarak anlatmak istediklerinizin canlı örnekleri olması sebebiyle iyi anladığımı düşünüyorum. Hem gözünüze hem kaleminize sağlık.
Derdimi anlatabilmek ne güzel :)
Önemli olan akılda kalan, yıllar sonra bile akılda kalan fotoğrafı yakalayabilmek. Bunu yakalama yolunda tüm fotoğraflar denemedir zaten. Çekilmemeliydi ye katılmıyorum. O örnekler olmasaydı, daha iyileri yapılmaya gayret edilmezdi. Temel fotoğraf kuralları içinde doğal olan her kare başımın tacıdır. Kimse annesinden Sabit Kalfagil doğmuyor. O bile Sabit Kalfagil olmak için bir ömür harcadı. Zorlama ya da değil karelere devam. Unutmayın her kem satıcının bir kör alıcısı vardır. Bu iş pazarlama meselesi. Senin beğenmediğin kare bana güzel gelebilir. Burada sanat sanat içinmidir, toplum için midir kaygısı taşımıyorum. Sanat sanat içindir diyorsanız belkide yüzyıl sonra keşfedilebileceğinizi kabul edip bildiğiniz yoldan şikayet etmeden ilerlemeye bakmalısınız. Şikayet ediyorsanız içinde yaşadığınız toplumun estetik ,sanatsal kaygılarıyla çitanız aynı değildir zaten. O zaman topluma ne yapması gerektiğini söylemeye kalkmak akıntıya kürek çekmek oluyor. Siz eser üretin bırakın zaman değerlendirsin sizi.
Hüseyin Bey katkınız için teşekkürler.
Hele bir de kırmızı giydirilip kadraja sokulanlar, hatta kırmızı şemsiyeler. Biz eğitimimiz ya da takip ettigimiz ustalardan yalınlaştırılmış fotoğraflar çekmeyi öğrendik. Hep aman şu kadraja girmesin şurdan çekeyip kadrajdan çıkarayım endişesiyle fotoğraf çektik. Elbette o da doğru ama fotoğraf özellikle sokak fotoğrafı başka bir yere gidiyor. Anlık yakalanan durumlar, porteler aslında o anda kadrajda olan başka durumlarla tamamlanabiliyor. Özellikle fotoğraf gezilerinde kurgulanarak çekildiği çok belli olan mükemmel fotoğraflar yerine sokakta yakalanan bir duyguyu tüm teknik sorunlara rağmen daha çok seviyorum
Sıradan bir fotoğraf sever olarak; bazı fotoğraflarda beni yoran ve rahatsız eden “yapaylığın” adını koymuşsunuz Hakkı Bey… Gayet de güzel anlatmışsınız.
Selamlar.
Meral Hanım görüşmeyeli iyisinizdir umarım, yorum için teşekkürler, selamlar.
Teşekkürler
Çok güzel yorumlamışsınız, yeni bir terim kazandırmışsınız elinize sağlık kaleminize sağlık, kadrajınıza sağlık..
Adem Bey selamlar..
Ben profesyonel değilim ama size katılıyorum. Zorlama fotoğrafa bizleri zorlayanların da, yine fotoğrafçılar olduğunu düşünüyorum. Benim kadrajıma giren başka bir silüet veya oluşum, bütüne baktığımda fotoğrafı gözüme daha gerçekçi gösteriyor ama her daim mükemmelliyetçiliği görmezse fotoğrafı küçümseyenler, kadrajımda değişiklik yapmama sebep oluyor. Ama uzun yıllardan sonra ben de bu hissiyatı göz ardı etmeye başladım. Sırf silüetler oluşan, akıcı fotoğrafları ben çok seviyorum. Hele de minimalist fotoğraflar… onlar favorim:) Sizi Kadıköy’de bir sergide görmüştüm yıllar önce. Güzel çalışmalarınız vardı.Başarılarınızın devamını dilerim.
Selamlar, teşekkürler.
Güzel bir yazı olmuş. Son dönemde ben de bazı fotoğrafları gördüğümde çekmeseymiş keşke diyorum fotoğrafçı için. Ancak üst üste binmelere katılmıyorum. Anlık sokak fotoğrafı değilse üst üste binmeler olmamalı. Maharet orada zaten.
Zamanla insanın düşünceleri değişiyor.